Yorum Köşesi: Precious: Based on the Novel Push by Sapphire (2009)


1980'lerin uyuşturucu ve çeteleriyle ünlü, belalı Harlem'inde Clareece Jones, her gün, her saniye annesi tarafından aşağılanan, dalga geçilen, özgüvenini yitirmiş aşırı kilolu 16 yaşında bir kızdır. Küçüklüğünden beri babası tarafından tecavüze uğradığı için down sendromlu bir çocuk doğurmuş ve ikincisine de hamiledir. Precious(Değerli) lakabıyla anılan Clareece'in okulu, Precious'ın hamile olduğunu anlayınca, kızı "alternatif" bir okula gönderirler. Bu okul kendisi gibi sorunlu, okumakta zorlanan kızların olduğu bir okuldur.

Precious, artık başına gelenleri kanıksamış bir kız. Aşağılanırken, tecavüze uğrarken gıkı çıkmıyor. Başka yerlerde renkli hayallere dalıyor Precious. Hep yakışıklı bir erkek arkadaşının olduğu, sürekli mutlu ve gülerken gördüğümüz bu hayaller bile yürek burkuyor. Zaten bu hayaller dışında gülerken göremiyoruz Precious'ımızı. Ancak bu hayallerini gerçekleştirme umudu yok. Keşke nefes almayı kessem diyor. Annesine köle gibi hizmet etmekten ve üstüne zulüm görmekten, sosyal hizmet görevlilerine yalan söylemekten bıkmış. Babasından bıkmış. Hayallerinin ona çok uzak olmasından bıkmış.


Alternatif okuluna gittiğinde, sınıfına girdiğinde bir aydınlanma görüyorsunuz. Yönetmen buradan sonra herşeyin düzeleceği mesajı veriyor gibi. 1-2 yerde daha görüyorsunuz bunu. Ucuz ama güzel bir numara.

Bunca zulme rağmen Precious'ın içinde bir savaşçı var. Annesi Sen salaksın diye aşağıladıkça, Ben salak değilim diyor. Okula gitmek istiyor ve gidiyor. Annesinin isteğine uyup eve para getirmeye uğraşmıyor.

Klasik bir şekilde öğretmenimiz de Mahmut Hoca'lardan. İdealist ve yardımsever. Herşeyin kopma noktasına geldiği anda köşesinden tutup ayağa kaldıracak biri, ki rolünün gereğini de yerine getiriyor.

Filmin adam gibi bir finali yok. Zaten aşağı yukarı tahmin edilebilir bir film. Ama zaten film içeriğiyle göz dolduruyor. Başroldeki Gabourey Sidibe'nin ve annesi rolündeki Mo'Nique'in oyunculuklarıyla bazı sahnelerde hafif hafif hıçkıracağınızı düşünüyorum. Ayrıca izlerken her ne kadar romandan uyarlanmış olsa da, kim bilir daha kötülerini yaşayan kaç çocuğun olduğunu düşünüyorsunuz ve hem sinirleniyorsunuz, hem de iyice yüreğiniz burkuluyor.

Oscar ve Bafta ödüllerinde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu gibi en sağlam kategorilerde adaylık kazanan film kesinlikle izlemeye değer. Hatta sulugöz annelerle beraber ikinci kez izlemeye bile değer. :)

0 Yorum Yapıldı:

Yorum Kuralları:

- Yorumlarınız kişiliğinizi yansıtır.
- İsimsizlik vahşi doğaya özeldir. Yorum yaparken isminizi de bahşedin.
- Türkçe'de q, w ve x harfleri yoktur.
- Noktalama işareti olmayan yazının Arapça'dan farkı yoktur.
- Yorum kutusunun altındaki "E-posta yoluyla abone ol" seçeneği ile yorum takibi yapabilirsiniz.